Sosyal medya iletileri

Bendenizin yeni bir zihin karikatürü: Karikatürde gölet kenarında oturan kral ve kraliçe çizilmiş. Kraliçe oldukça güzel… Kralsa çok ama çok iştihamlı irilikte burnu olan biri. Orkide üstüne tünemiş heybetli kurbağayı seyreden kraliçe mırıldanıyor: Çok tatlı ya… Kral: O bir kurbağa.
Kraliçe: Aynı zamanda çok da yakışıklı… Kral: O bir kurbağa…
Kraliçe: Ama çok çekici görünüyor. Kral: O bir kurbağa.
Yan gözle krala bakan kraliçe iç çekerek yanıt veriyor: Hı hı o bir kurbağa… ve kurbağaların burnu olmaz… Paylaş! (03.03.2023 20:59:50)
Arkadaşım; gazetede okumuş, fıkra şu: Profesör grubu uçağa biner. Pilot, "Uçağımızın ilk uçuşu olacak, gurur duymalısınız, çünkü uçağı sizin öğrencileriniz yaptı" deyince biri hariç tüm Hocalar uçaktan koşarak iner. Pilot, "Neden kaçtılar?" diye sorar. Uçaktaki Hoca, "Çünkü öğrencilerine güvenmiyorlar ve uçağın düşeceğinden eminler" der. Pilot bu sefer, "Siz güveniyor musunuz?" diye sorar. Hoca yanıt verir: "Hayır! Ben uçağın havalanamayacağından eminim. Çünkü onları uzaktan eğittik!" Paylaş! (20.02.2023 19:47:25)
Böronuna tuz serptiğim beynim, uyandığımda "Zart" diye şarkı çalmaya başladı. Teee ilkokul döneminden. Yaz tatilinde atölyede halıfleksten paspas üretiyoruz. Ben çiziyorum, sonra Bilo Abi'yle kesiyoruz. Bilo Abi yüzünden yaz boyunca bu işi Coşkun Sabah'ın "Anılar" albümüyle yapmıştık. Bende çalansa "Aşığım Sana". Beliz o kadar net ki, adamın "doyamıyorum" ve "kıyamıyorum" diye böğürürken "-rum" hecesini patlatışı bile var. Maalesef ki, şarkı dilime dolandı. "Keşke Sezen Aksu falan söyleseymiş" diyorum. ޞarkı iyi; solist cırt. :D Paylaş! (28.01.2023 17:09:47)
Tencereleri makineye iteledim. Yağlı ve silikon kepçelere dalmadan önce kahve fincanımı deterjanlı süngerle köpürtüp tezgâha bıraktım. Kepçeleri ve plastik yıkama kabını halledip bulaşıklığa sevk ettim. Terörist ruhlu kap yere atladı. Evi de yeni temizlemiştim… Ortalık batmasın diye mecburen o alanı derhal paspasladım. Kahvemi koydum, mutfaktan çıkıyordum ki, İçimdeki Adam sordu: "Tubab? Beynimizin kısa süreli hafıza bölgesinde fincanı duruladığına dair bellek izi neden yok?" Paylaş! (13.01.2023 20:37:10)
Uyku sersemliği mi, yoksa "uyku" sözcüğü olmayan sersemlik mi bilmiyorum. Uyandım -en azından teoride. Kahvaltı alışkanlığım pek yoktur, gidip su ısıtıcısını çalıştırdım. Cihaza pili takıp tuvalete; oradan da mutfağa gittim. (Böyle yaptığımı sanıyordum) French Press'i dolduracağım; ama ısıtıcıda su yok fakat sıcak. Sersemliklerimi bildiğimden, "Koydum herhâlde" dedim. Ne var ki, French de boş… Isıtıcıya yeniden su koydum, French'e kahve koyacağım. Kahkaha atarak uyandım… Çünkü elim, içinde kahve olmamasına rağmen sıcak su konmuş fincana değdi… Paylaş! (03.01.2023 16:21:37)
Bir insan masaya kahve döker mi? Döker… Koltuğa döker mi? Talihsizliktir, olabilir… Üzerine döker mi? Kaderin cilvesidir; o da olur… Ne var ki, ben çok yetenekli bir şapşalım! Elimde kahveyle mutfaktan çıktım. Kaderci olmadığım için 500 cl.lik kupaya, 300 cl.lik kahve yapıyorum. Masadaki fındık kâsesini hatırlayınca döndüm. Üzerinize afiyet az dönmüşüm… Sonuç? Girişin sol tarafına toplanarak bağlanmış boncuk sarkıtlarının olduğu duvara çarpmak suretiyle yerden 120 cm. yüksekteki alana kahve dökebilecek kadar yetenekli olduğumu keşfettim. Paylaş! (30.11.2022 21:37:31)
Marketten Halley aldım. Uzun zamandır yemiyordum. Biraz küçülmüş gibi geldi. Sonra zihnimde canlanan anıyla sırıtmaya başladım. Lisedeyken ben, Gökhan ve sanırım Sofu; Halley üzerinde "Bir seferde yenir-yenmez" testi yapmıştık. Çok başarılı gençlerdik çok… Eve gelince Halley'i açıp şöyle bir baktıktan sonra tek parça olarak ağzıma tıktım. Bir yandan çiğniyorum diğer yandan da düşünüyorum: "Hummm… evet, hâlâ çok başarılıyım. Hummm… evet, Halley kesinlikle küçülmüş." Paylaş! (22.11.2022 20:40:25)
Hayatın acı gerçekleri peşimi bırakmıyor… Temizliğin son aşaması tamamlanınca ellerimi yıkamak için lavaboya gittim. Ayağım bir şeye çarpıp devirince oraya bıraktığım CİF'i hatırladım. Kapı açık, banyo dar ve lavabo altına bir şey koyup ayaklanırken birkaç kez belimi kapı koluna çarmışlığım da vardır… Kapıdan uzak lavaboya yakın durarak yerdeki CİF'i almak için diz çöktüm. Acı gerçek ve kahpe kader, körlüğümle bütünleşen şapşallığımdan faydalanarak bana bir ilki yaşattı: Burnumu lavaboya çarptım… Paylaş! (28.10.2022 20:52:15)
Üç olasılık var: Ya ben çok büyümüşüm ya büyürken beceriksizleşmişim ya da şeker üreticileri aklını kaçırmış… Ulan marketten eski adıyla Topitop yeni adıyla Rocco şeker aldım. Açamadım bir türlü, iyi mi? İçinde elmas var sanki. Amblajı nasıl sarmışlarsa akılalmaz bir çaba sarf etmek gerekiyor. "Bacak kadar çıpalar bunu nasıl açıp yiyor ula!" diye söylendim durdum. :):) Paylaş! (04.10.2022 17:32:48)
Mutfak tezgâhı küçük olduğu için kahveyi makine yerine French Press'te yapıyorum. Her seferinde aklımdan, "Bu zımbırtılar tüm dünyada yasaklanmalı!" cümlesi geçiyor. Kahve kabuklarını boşaltırken bir günde temizinden üç litre içilebilir su lavabodan akıp gidiyor. Muhtemelen o aletler yüzünden her yıl mılyarlarca metreküp içilebilir su ziyan oluyor. Paylaş! (04.08.2022 20:21:13)

Sayfa: 3/52