Kanunlar ne diyor? Paylaş!

ÖSYM Başkanlığı'nın engelli tiplerini tanımlamamasından kaynaklanan ve engelli tiplerine göre çözüm üretilmediği için yaşanan sorunları, engelli bireyler ayrımcılık olarak nitelendiriyor.
Başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve TBMM tarafından onaylanarak iç hukukumuzun bir parçası haline gelen Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere uygulanan yöntemlerin çoğu hukuka aykırılık içeriyor. Konu hakkında daha detaylı bilgi almak istiyorsanız aşağıdaki bağlantıları kullanabilirsiniz.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 10
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi, Madde 5 (Ayrımcılık Yapılmaması ve Eşitlik)
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi Madde 24 (Eğitim)
BM İnsan Hakları Komitesi'nin 37. oturum (1989) Yorum NO. 18 (Ayrımcılık tanımının sınırları)
Türk Ceza Kanunu Madde 122 (Ayrımcılık suçu tanımı)
Ekonomik, Kültürel ve Sosyal Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşmesi - Madde 1, 2, 3, 4
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi - Madde 2, 7, 22, 28

DETAYLAR

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 10
MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/1 md) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. (*)

Yukarı dön


Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi, Madde 5 (Ayrımcılık Yapılmaması ve Eşitlik)

1. Taraf Devletler herkesin hukuk önünde ve karşısında eşit olduğunu ve ayrımcılığa uğramaksızın hukuk tarafından eşit korunma ve hukuktan eşit yararlanma hakkına sahip olduğunu kabul eder.
2. Taraf Devletler engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılığı yasaklar ve engellilerin herhangi bir nedene dayalı ayrımcılığa karşı eşit ve etkin bir şekilde korunmasını güvence altına alır.
3. Taraf Devletler eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul düzenlemelerin yapılması için gerekli tüm adımları atar.
4. Engellilerin fiili eşitliğini hızlandırmak veya sağlamak için gerekli özel tedbirler işbu Sözleşme amaçları doğrultusunda ayrımcılık olarak nitelendirilmez.

Yukarı dön


Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi Madde (Eğitim)

1. Taraf Devletler engellilerin eğitim hakkını tanır. Taraf Devletler, bu hakkın fırsat eşitliği temelinde ve ayrımcılık yapılmaksızın sağlanması için eğitim sisteminin bütünleştirici bir şekilde her seviyede engellileri içine almasını ve ömür boyu öğrenim imkanı sağlar. Bunun için aşağıdaki hedefler gözetilmelidir:
(a) İnsan potansiyelinin, onur ve değer duygusunun tam gelişimi ve insan haklarına, temel özgürlüklere ve insan çeşitliliğine saygı duyulmasının güçlendirilmesi;
(b) Engellilerin; kişiliklerinin, yeteneklerinin, yaratıcılıklarının, zihinsel ve fiziksel becerilerinin potansiyellerinin en üst derecesinde gelişiminin sağlanması;
(c) Engellilerin özgür bir topluma etkin bir şekilde katılımlarının sağlanması.
2. Taraf Devletler bu hakkın yaşama geçirilmesi için aşağıda belirtilenleri sağlar:
(a) Engelliler engelleri nedeniyle genel eğitim sisteminden dışlanmamalı ve engelli çocuklar engelleri nedeniyle parasız ve zorunlu ilk ve ortaöğretim olanaklarının dışında tutulmamalıdır;
(b) Engelliler yaşadıkları çevrede bütünleştirici, kaliteli ve parasız ilk ve orta öğretime diğer bireylerle eşit olarak erişebilmelidir;
(c) Bireylerin ihtiyaçlarına göre makul düzenlemeler yapılmalıdır;
(d) Engellilerin genel eğitimden etkin bir şekilde yararlanabilmeleri için genel eğitim sistemi içinde ihtiyaç duydukları desteği almalıdır;
(e) Engellilere yönelik bireyselleştirilmiş etkin destekleyici tedbirler, engellilerin tam katılımı hedefine uygun olarak, akademik ve sosyal gelişimi artırıcı ortamlarda sağlanmalıdır.
3. Taraf Devletler engellilerin toplumun eşit üyeleri olarak eğitime tam ve eşit katılımlarını kolaylaştırmak için yaşamı ve sosyal gelişim becerilerini öğrenmelerini sağlar. Taraf Devletler bu amaçla aşağıda belirtilen tedbirleri alır:
(a) Braille ve diğer biçemlerdeki yazıların okunmasının öğrenilmesi, beden dilinin ve alternatif iletişim araçları ve biçimleri ile yeni çevreye alışma ve bu çevrede hareket etme becerilerinin öğrenilmesi, akran desteği ve rehberlik hizmetlerinin kolaylaştırılması;
(b) İşaret dilinin öğrenilmesine, işitme ve konuşma engellilerin dilsel kimliğinin gelişimine yardımcı olunması;
(c) Görme, işitme veya hem görme hem işitme-konuşma engellilerin özellikle çocukların eğitiminin en uygun dille, iletişim araç ve biçimleriyle, onların akademik ve sosyal gelişimini artırıcı ortamlarda sunulmasının sağlanması.
4. Taraf Devletler bu hakkın yaşama geçmesini sağlamak için, engelli olanlar dahil olmak üzere, işaret dilini ve Braille alfabesini bilen öğretmenlerin işe alınması ve eğitimin her düzeyinde çalışan uzmanların ve personelin eğitimi için uygun tedbirleri alır. Sözkonusu eğitim engelliliğe ilişkin bilincin artırılmasını, alternatif iletişim araç ve biçimleri ile destekleyici eğitim tekniklerinin ve materyallerinin kullanılmasını içermelidir.
5. Taraf Devletler engellilerin genel yüksek okul eğitimine, mesleki eğitime, erişkin eğitimine ve ömürboyu süren eğitime ayrımcılığa uğramaksızın diğer bireylerle eşit koşullar altında erişimini sağlar. Taraf Devletler bu amaçla engellilerin ihtiyaçlarına uygun makul düzenlemelerin yapılmasını temin eder.”
Hükmüne amirdir.

Yukarı dön


BM İnsan Hakları Komitesi'nin 37. oturum (1989) Yorum NO. 18 (Ayrımcılık tanımının sınırları)
/
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin 18 No’lu
Genel Yorumu: Ayrımcılık Yasağı11,12
Ayrımcılık Yasağı
Otuz Yedinci Oturum, 1989
1. Ayrımcılık yasağı, yasalar önünde eşitlik ve hiçbir ayrım gözetilmeksizin yasalarca
eşit derecede koruma, insan haklarının korunmasıyla ilgili temel ve genel prensiplerdir.
Bu nedenle, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 2.
maddesinin 1. fıkrası, bu Sözleşme’ye Taraf her Devlet’in kendi ülkesinde yaşayan ve
yetkisi altında bulunan tüm bireylere ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka
fikir, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum ya da başka bir statü bakımından
hiçbir ayrım gözetmeksizin bu Sözleşme’de tanınan hakları sağlamak ve bu haklara
saygı göstermek yükümlülüğünü dile getirir. 26. madde herkese yasalar önünde
eşitlik sağlanması ve herkesin hiçbir ayrım gözetilmeksizin yasalarca eşit derecede korunması
gereğini ve bu bakımdan yasaların her türlü ayrımı yasaklayarak ırk, renk,
cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka fikir, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum
veya diğer statüler gibi her bağlamda ayrımcılığa karşı eşit ve etkili korumayı
sağlaması gerektiğini dile getirir.
2. Ayrımcılık yasağının temel bir prensip olması nedeniyle 3. madde, Taraf Devletlerin
bu Sözleşme’de yer alan bütün medeni ve siyasi haklardan erkeklerle kadınların
eşit yararlanmasını güvence altına almaları gerektiğini belirtir. Sözleşme’nin 4. maddesinin
1. fıkrası Taraf Devletlerin olağanüstü bir durumun ortaya çıkması halinde,
Sözleşme’den doğan yükümlülüklerinden ayrılan tedbirler almasına olanak tanırken,
aynı hüküm aynı zamanda alınan tedbirlerin ırk, renk, cinsiyet, dil ya da toplumsal kökene
dayalı bir ayrımcılık içermesini yasaklar. Ek olarak, 20. maddenin 2. fıkrası Taraf
Devletlerin ulusal, ırk ya da din temelli nefretin ayrımcılık, düşmanlık ya da şiddete
kışkırtma şeklini alacak biçimde savunulmasının yasalarla yasaklamasını öngörür.
3. Temel ve genel karakterleri nedeniyle, ayrımcılık yasağı ve yasalar önünde eşitlik
ve herkesin hiçbir ayrım gözetilmeksizin yasalarca eşit derecede korunması belirli
insan hakları kategorileriyle ilgili maddelerde de açıkça yer almaktadır. 14. maddenin
1. fıkrası herkesin mahkemeler ve yargı organları önünde eşit olduğunu belirtir; aynı
11 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin 18 No’lu Genel Yorumu: Ayrımcılık Yasağı (United
Nations Human Rights Committee General Comment No. 18: Non-discrimination) metninin
orijinali için bkz. http://www.unhchr.ch/tbs/doc.nsf/(Symbol)/3888b0541f8501c9c12563ed004b
8d0e?Opendocument (erişim: 28 Eylül 2009).
12 Bu belgenin İngilizceden Türkçeye çevirisi Lema Uyar tarafından yapılmıştır.
146 ayrımcılık yasağının kapsamı
maddenin 3. fıkrasına göre ise, herkes itham edildiği suçla ilgili olarak, tam bir eşitlik
içinde 3. fıkranın (a) ile (g) arasındaki bentlerinde belirtilen asgari güvencelerden faydalanacaktır.
Benzer şekilde, 25. madde herkesin kamu yönetimine eşit şekilde, 2.
maddede yer alan ayrımcılık hallerinden herhangi biriyle karşı karşıya kalmadan, katılmasını
öngörmektedir.
4. İlgili hükümlerin uygulanması için uygun tedbirleri belirleme görevi Taraf Devletlere
aittir. Ancak, Komite alınan tedbirlerin içeriğinden ve bu tedbirlerin ayrımcılık
yasağı, yasalar önünde eşitlik ve herkesin yasalarca eşit derecede korunması ilkeleriyle
ne ölçüde uyum sağladığından haberdar edilmelidir.
5. Komite, Sözleşme’de bireylerin haklardan eşit ölçüde faydalanması için Taraf
Devletin gerekli tedbirleri almasının öngörüldüğüne dikkat çekmek istemektedir. Örneğin,
23. maddenin 4. fıkrası, eşlerin evlenirken, evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde
eşit hak ve sorumluluklara sahip olmalarını sağlamak için Taraf Devletlerin
gerekli tedbirleri almalarını öngörmektedir. Söz konusu tedbirler, yasama tedbirleri,
idari tedbirler veya diğer benzeri tedbirleri içermektedir ve Sözleşme’de belirtildiği şekilde
eşlerin eşit haklara sahip olmalarının sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması
görevi Taraf Devletlere aittir. Çocuklarla ilgili olarak, 24. madde her çocuğun ırk,
renk, cinsiyet, dil, din, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet ya da doğum bakımından
hiçbir ayrım gözetilmeksizin, reşit olmayan kişi statüsünün gerektirdiği koruma
tedbirlerinin ailesi, toplumu ya da Devleti tarafından alınması hakkına sahip olduğunu
belirtmektedir.
6. Komite’ye göre Sözleşme, “ayrımcılık” terimini tanımlamadığı gibi, neyin “ayrımcılık”
teşkil edeceğini de belirtmemiştir. Ancak, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan
Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 1. maddesi, “ırk ayrımcılığı”
teriminin siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel veya kamusal yaşamın herhangi bir alanında,
insan hakları ve temel özgürlüklerin eşit ölçüde tanınmasını, kullanılmasını veya
bunlardan yararlanılmasını kaldırma veya zayıflatma amacına sahip olan veya bu
sonuçları doğuran ırk, renk, soy, ulusal veya etnik kökene dayalı herhangi bir ayırma,
dışlama, kısıtlama veya ayrıcalık tanıma anlamına geldiğini belirtmektedir. Benzer şekilde,
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin 1. maddesi,
“kadına karşı ayrımcılık” teriminin, kadınların medeni durumlarına bakılmaksızın ve
kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve
diğer sahalardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını
ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan
ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlama anlamına
geldiğini belirtmektedir.
7. Belirtilen sözleşmeler, sadece belirli alanlardaki ayrımcılık konularına değinmektedir.
Komite’ye göre, Sözleşme’de kullanıldığı şekliyle “ayrımcılık” ayırma, dışlama,
kısıtlama veya ırk, renk, cinsiyet, dil, din, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet,
doğum, siyasi veya diğer görüşlere dayalı olarak gerçekleştirilen ve bütün hak ve
hürriyetlerin herkes tarafından tanınmasını ve kullanılmasını engelleyecek veya tanınmasını
ve kullanılmasını sınırlandıracak ayrımcılığı kast etmektedir.
(…)
birleşmiş milletler insan hakları komitesi’nin 18 no’lu genel yorumu: ayrımcılık yasağı 147
9. Birçok Taraf Devlet raporu, ayrımcılığın hukuki olarak engellenmesiyle ilgili
yasama tedbirleri, idari tedbirler ve mahkeme kararlarına yer vermektedir. Ancak bu
raporlar genellikle, ayrımcılığı ortaya koyacak bilgilere yer vermemektedir. Sözleşme’nin
2. maddesinin 1. fıkrası, 3. madde ve 26. maddeye ilişkin raporlarda, Taraf
Devletler genellikle eşitlikle ilgili anayasal hükümlere veya diğer yasa hükümlerine atıf
yapmaktadır. Bu konuda verilen bilgilerin değeri tartışılmazdır, ancak Komite kamu
otoriteleri, toplum, özel ve tüzel kişiler tarafından gerçekleştirilen herhangi bir ayrımcılık
eyleminin olup olmadığını öğrenmek istemektedir. Komite, bu tarz eylemleri ortadan
kaldırmaya yönelik yasal veya idari tedbirlerden haberdar edilmelidir.
10. Komite aynı zamanda, eşitlik ilkesinin bazen Taraf Devletlerin Sözleşme ile yasaklanan
ayrımcılık eylemlerine neden olan veya bu eylemlerin gerçekleşmesine yardımcı
olan koşulların ortadan kaldırılması için olumlu eylem içeren tedbirler almalarını
gerektirdiğini de belirtmek istemektedir. Örneğin, bir Devletteki genel koşullar ülke
nüfusunun bir kısmının insan haklarından yararlanmasını engelliyor veya yararlanmasına
zarar veriyorsa, söz konusu Devlet bu şartları düzeltecek olumlu eylem tedbirleri
almalıdır. Belirtilen tedbirlerden biri toplumun söz konusu bölümüne belirli bir
süre için bazı konularda diğerlerine oranla daha öncelikli bir muamelede bulunulmasıdır.
Ancak, mevcut ayrımcılığın önlenebilmesi için böyle bir muamelenin gerçekten
de gerekli olması halinde bu şekilde bir olumlu eylem meşru kabul edilecektir.
11. Hem Sözleşme’nin 2. maddesinin 1. fıkrası hem de 26. madde ayrımcılık konularını
ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka fikir, ulusal ya da toplumsal
köken, mülkiyet, doğum veya diğer statüler şeklinde saymıştır. Komite, birçok
Devlet’in anayasasında ve kanunlarında, 2. maddenin 1. fıkrasında belirtilen ayrımcılığın
yasaklandığı bütün konulara değinilmediğini gözlemlemektedir. Komite, bu nedenle
Taraf Devletlerden bu konuda bilgi vermelerini talep etmektedir.
12. 2. madde, ayrımcılığa karşı korunacak hakların içeriğini Sözleşme’de düzenlenen
haklarla sınırlarken, 26. madde bu tarz sınırlandırmalara değinmemektedir. 26.
maddeye göre herkes yasalar önünde eşittir ve hiçbir ayrım gözetilmeksizin yasalarca
eşit derecede korunur ve hukuk kuralları her bağlamda ayrımcılığa karşı eşit ve etkili
korumayı sağlamalıdır. Komite’ye göre, 26. madde sadece 2. maddede yer alan güvenceleri
tekrarlamaz, aynı zamanda bağımsız bir hakka da yer verir. Madde, hukuk kurallarında
yer alan ve ayrıca kamu otoritelerince düzenlenen ve korunan her alandaki
ayrımcılığı önlemeye yöneliktir. Bu nedenle 26. madde, Taraf Devletlerin yasama ve
yürütme faaliyetleriyle üstlendiği sorumluluğa ilişkindir. Taraf Devletin yasal düzenlemeleri,
26. maddedeki gerekliliklere uymalı ve ayrımcı bir nitelik taşımamalıdır. Diğer
bir deyişle, 26. maddedeki ayrımcılık yasağının uygulanması, sadece Sözleşme’de
yer alan hakların korunmasıyla sınırlı değildir.
13. Son olarak Komite, her farklı muamelenin bir ayrımcılık halini oluşturmadığını
belirtmek istemektedir. Farklı muamelenin dayandığı kriterler makul, nesnel olduğu
ve ulaşılmak istenen sonuç Sözleşme çerçevesinde meşru olduğu sürece her farklı
muamele bir ayrımcılık hali teşkil etmeyecektir.

Yukarı dön

Türk Ceza Kanunu Madde 122
(1) Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;
a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan,
b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden,
c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.

Yukarı dön


Ekonomik, Kültürel ve Sosyal Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşmesi
/

1. Bu Sözleşme'ye Taraf Devletler, herkesin eğitim görme hakkına sahip olduğunu kabul ederler. Taraf Devletler, eğitimin, insanın kişiliğinin ve onur duygusunun tam olarak gelişmesine yönelik olacağı ve insan hakları ile temel özgürlüklere saygıyı güçlendireceği hususunda mutabıktırlar. Taraf Devletler, ayrıca, eğitimin, herkesin özgür bir topluma etkin bir şekilde katılmasını sağlayacağı, tüm uluslar ve tüm ırksal, etnik ve dinsel gruplar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu geliştireceği ve Birleşmiş Milletler'in barışın korunmasına yönelik faaliyetlerini güçlendireceği hususlarında mutabıktırlar.
2. Bu Sözleşme'ye Taraf Devletler, bu hakkın tam olarak gerçekleştirilmesi amacı ile aşağıdaki hususları kabul ederler:
(a) İlköğretim herkes için zorunlu ve parasız olacaktır;
(b) Teknik ve mesleki eğitim de dahil olmak üzere, orta öğretimin çeşitli biçimlerinin, her türlü uygun yöntemle ve özellikle parasız eğitimin tedricen yaygınlaştırılması yoluyla herkes için açık ve ulaşılabilir olması sağlanacaktır;
(c) Yüksek öğretimin, özellikle parasız eğitimin tedricen geliştirilmesi yoluyla, kişisel yetenek temelinde herkese eşit derecede açık olması sağlanacaktır;
(d) İlköğretim görmemiş ya da ilköğretimi tamamlamamış olanlar için temel eğitim elden geldiğince teşvik edilecek veya yoğunlaştırılacaktır;
(e) Her düzeyde okullar sisteminin geliştirilmesi aktif bir şekilde yürütülecek, yeterli bir burs sistemi yerleştirilecek ve öğretim personelinin maddi koşulları sürekli olarak iyileştirilecektir.
3. Bu Sözleşme'ye Taraf Devletler, ana-babaların veya -bazı durumlarda- yasal yoldan tayin edilmiş velilerin çocukları için, kamu makamlarınca kurulmuş okulların dışında, Devletin koyduğu ya da onayladığı asgari eğitim standartlarına uygun diğer okulları seçme özgürlüğüne ve çocuklarına kendi inançlarına uygun dinsel ve ahlaki eğitim verme serbestliklerine saygı göstermekle yükümlüdürler.
4. Bu maddenin hiç bir hükmü, bireylerin ve kuruluşların eğitim kurumları kurma ve yönetme özgürlüklerini kısıtlayacak şekilde yorumlanamaz; bu özgürlüğün kullanılması, daima, bu maddenin 1. fıkrasında ortaya konmuş olan ilkelere uyulmasına ve böyle kurumlarda verilen eğitimin Devlet tarafından belirlenebilecek asgari standartlara uygun olması gereğine bağlıdır.

Yukarı dön


İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi - Madde 2, 7, 22, 28

Madde 2- Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir
görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir
ayrım gözetmeksizin bu Bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün
özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet
altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı
ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya
203 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesiülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir
ayrım gözetilmeyecektir.

Madde 7- Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın
korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. Herkesin bu
Bildirgeye aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler
için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır

Madde 22- Herkesin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe
hakkı vardır. Ulusal çabalarla ve uluslararası işbirliği yoluyla ve her
devletin örgütlenmesine ve kaynaklarına göre, herkes onur ve kişiliğinin
serbestçe gelişim için gerekli olan ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının
gerçekleştirilmesi hakkına sahiptir.

Madde 28- Herkesin bu Bildirgede öngörülen hak ve özgürlüklerin
gerçekleşeceği bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.

Yukarı dön

Sayfa: 7/9