Veda Balesi | Kitap Paylaş!

O bir kadındı…
Özgürlük peşinde koşarken yaşamda savrulan,
Yalnızlıkla savaşmış, mutluluğa inanmış, hatalarını kabullenmiş bir kadın.
Tutkulu bir aşk tarafından gözleri kör edilmiş,
İnandığı aşkı yaşamak uğruna kendinden vazgeçmiş biriydi…

O bir kadındı…
Kime güveneceğini bilmeyen,
Senaryosundan haberdar bile olmadığı filmin, oyuncusu olan bir kadın.
Güneydoğu’daki öğrencilerine sevgisini veren,
Hayallerini kaybetmemek için düşlerinde sevişen biriydi….

O bir kadındı…
Bedenindeki çürükleri görmemeye çalışan,
Benliğini saran kelepçelerden kurtulmak için şarkılar söyleyen bir kadın.
Ölümün kıyısında dans ederek yaşamla vedalaşan,
Geçmişini, Veda Balesi’nde hatırlayan bir kadın…

"Yaşanmış hikâyeler, en gerçekçi kurgudan daha ürkütücüdür. Veda Balesinde yansıtılan hikâyenin sizi sürükleyecek olmasının sebebi, gerçeği okuyarak değil, izleyerek görecek olmanızdır."

"Uzaklaşan ayak seslerini daha iyi duymaya çalışırken, sımsıkı kapadığı gözlerini aralamadı bile. Birkaç dakika önce oyuncak bir bebekmiş gibi fırlatıldığı ve çarptıktan sonra yere yığıldığı vestiyerin önünde yatıyordu. Ayak seslerinin artık duyulmadığını fark edip gözlerini yavaşça araladı. Göğsüne yediği tekmeden sonra ağzına dolan kanı daha fazla tutamayarak zemine püskürttü. Hâlâ korku ve panik içindeydi. Sakinleşmek için kendini biraz daha zorladı. Onun, bu gece geri dönmeyeceğini, her şeyin en azından şimdilik bittiğini biliyordu. Kırmızı ojeli ve çoğu az önceki savruluşlarında kırılan tırnaklarını zeminden uzaklaştırdı. Aldığı yumruk darbeleri sonucu balon gibi şişmiş gözlerine parmak uçlarıyla dokundu. Yüzüne değen düz, siyah saçlarını düzeltmeli miydi? Yanıt veremedi. Çoktan ortaya çıkması gereken ağlamanın, neden içinde sıkışıp kaldığına takılmıştı zihni. Parmaklarını göz kapaklarından dudaklarına doğru indirdi. Burnundan sızan kan, günler önce kabuk tutmuş yarasından akan kanla birleşiyordu. Ellerini zemine koyup sırtını vestiyere yaslamak için doğruldu. Acıyan bedenini geriye çekip yaslandı. Düşüncelerini, yaşadığı korkudan uzaklaştırmak için karşı duvarda duran, net olarak göremediği tabloya bakmaya başladı. Bir anda, yaşamını değiştirmek, özgürlüğünü geri almak için verdiği mücadelenin sonuna geldiğine karar verdi. Daha fazla savaşmanın, kaçmanın bir anlamı yoktu. Tutsaklık zincirlerini nasıl kıracağını, yeniden nasıl özgür olacağını çok uzun zamandır biliyordu…”

Yayınevi: Gita Yayınları, 2012 Ekim

YorumlarYorum yaz

  • veda balesi
    Bir-çok kitap okudum,etkilendim.fakat hicbir zaman bi kitabı okuduktan sonra hıçkıra hıçkıra ağlamadım…yani aynı şeyi bende yaşıyor olabilirdim,o kadar güzel bir konuyu ele almışsınız ki…gerçekten okunması gereken tek kitap.eline koluna saglik
    Ekindi dinçer yazdı.
  • veda balesi…
    13mayıs13 pazartesi. zorda olsa bitmiş bir veda balesi. az bir sayfa kalmışken günlerce bakıştık kitapla o kendi rafında dururken. ama elbet okuyacaktım, bitmesin diye orada bekletmenin ne anlamı vardı ki. sadece özlemek işte, daha bitmedi hala okuyorum, içindeyim diyebilmek. o bekleme arasında başka bir kitaba başlasanda aklının O'nda olması… hatta arada eline alıp, dönüp dönüp okuduğun sayfaları tekrar okumak… işte öyle birşey. bir karıştırdım da şimdi, altını çizdiğim tek cümle; "…son günlerde hayalinde büyütmeye başladığı bebeği". bütünüyle etkilendiğim bir kitap tabikii ama bu cümle, ahh bu cümle yok mu… O bir kadındı…
    Merve Taştan yazdı.
  • satırlarda dahi …
    İçine girebildiğim kitapları okumaya kıyamam, yavaş yavaş derinlemesine okurum ben mesela.Veda balesi'nde de aynı durum olunca; 'Böyle bir psikopatlık var sende de…' gibisinden bir yorum aldım. Halbuki asıl psikopatlık …n, …n (Kitabın kurgusu nedeniyle yazılan karakter adı "…" haline getirilmiştir) ta kendisi! Kalemin hep yazsın…
    Merve Taştan yazdı.
  • VEDA BALESİ
    Hayatımda okuduğum en gerçekçi, en akıcı ve unutulmaz kitaplardan biriydi.İyi ki yazmışsınız Murat KEFELİ! Yüreğinize ve aklınıza sağlık…Diğer kitaplarınızı da arıyorum, büyük bir zevkle okuyacağım…
    Merve Çınar yazdı.
  • Nasıl…
    Bunu nasıl basarıyorsun? Her seferınde yazdıgın her kıtapta nasıl oluyorda kıtaptaki karakterlerı boyle canlandırabılıyorsun?
    PGSA'da Eliz'i kankam gıbı sevdım. Veda Balesınde Bera ıcın agladım! Sınırden kitabı duvara fırlattım. sonra merak edıp tekrar okumaya devam ettım. Nasıl basarıyorsun bunu? Gormeden nasıl bu kadar ıyı anlatabılıyorsun ınsanları!
    Özlem Güçlükol yazdı.
  • bera'y…
    bu kitabı alan ilk kişilerden olmama rağmen bu yorum için geciktim… kefelinin kahramanlarının içine giriyor insan okurken;kimi zaman o ağladığında ağlıyor, kimi zaman da mutlu olduğunda yayıldığın yatakta bi doğrulup gülümsüyorsun…
    ve Bera… benim içimi acıttın be kadın… adımlarının o kadar emin olduğunu düşündürdün, başına gelenlerle 'yok artık' dedirttin…
    öğretmenlik hayali kuran bana çok yakındın her yönünle… teşekkürler kefeli.
    Çiğdem Yabansu yazdı.
  • Veda Balesi
    Ne çok offf'ladım bu kitabı okurken… Çaresizliğe, Adaletsizliğe… Veda Balesi… Okurken ve sonrasında rüyalarıma girecek kadar çook etkiledi beni. Vedanın Ardından'ı büyük bir merakla bekliyorum…
    Canan Şahin yazdı.
  • Ayakta alkışlıyorum …
    etrafımdaki kadınlardan kaç tanesi Bera ? gördüğüm erkeklerin hangilerinin içide uyuyan bir ….(Yan tarafta yazılan isim, kitabı okumayanların keyfini bozmamak için "…" haline getirilmiştir) var? kitabınla tanıştığım günden beri insanlara baktığımda bu soruyu sorarken yakalıyorum kendimi(!)
    ben veda balesini daha bitirememişken içimde etkisinden kurtulamamışken şimdide oben in uyanması için resmen dua ediyorum :((
    kelimeleri kovalarken…
    murat yüreğine sağlık…kelimelerine sağlık…o kadar gerçek yazmışsın o kadar içinden ki hayatın bence bu yazdıklarını tüm dünya okumalı ve ayakta alkışlanmalısın ve daha da önemlisi güç vermelisin tüm beralara ; korkmalı cevdetler…
    Selin Furtın yazdı.

Sayfa: 3/3